Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İzmir’deki programı kapsamında AKP İl Başkanlığı’nı ziyaret ederek partililerle buluştu. AKP İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve milletvekilleri tarafından karşılanan Bakan Tunç, “İzmir teşkilatımız hedeflediği başarıyı 31 Mart 2024 seçimlerinde yakalayacak inşallah. İzmir’i Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliği ile tanıştıracaksınız. Büyükşehirde ve ilçelerde Cumhur İttifakı olarak yüksek başarıyı Ege’nin incisi İzmir’e yakışacak, belediye başkanlarını seçeceksiniz. İzmirlilere güveniyoruz” açıklamalarında bulundu” diyerek AKP İzmir teşkilatına ve İzmirlilere seslendi.
Adalet Bakanı Tunç, AKP İl Başkanlığı’nı ziyaret ederek partililerle buluştu.
“AK Parti bir millet hareketidir”
DHA’nın aktardığına göre AKP’nin çatısı altında tüm partililerin çalıştığını söyleyen Bakan Tunç, şunları söyledi:
“22 yıl önce kurulan partimiz 21 yıldır iktidarda. Hem hükümette hem de belediyelerde 21 yıldan bu yana milletin taleplerini, sesini hep dile getiren, talepleri gerçekleştirmek için çalışan kadrolarla beraberiz. 22 yıl önce kurulduğu o eski yılları hatırlarsak 1990’lı yıllarda parlamenter sistemin, kronikleşmiş sorunlarından kurtulma çağrısı olarak halkımız Recep Tayyip Erdoğan‘ı gördü. İstanbul’daki belediyecilik başarısı bütün Anadolu’da görüldü. Milletimiz ‘Havası solunamayan, çöpleri toplanmayan, yolları çukur, çamurlu İstanbul’u yaşanır hale getirdin, 4 yılda İstanbul’u yeniden inşa ettin. CHP’den kurtardığın İstanbul’u ve Türkiye’yi bu sorunlardan sen kurtarırsın, bir parti kur da seni tek başına iktidara getirelim’ dediler. AK Parti bir millet hareketidir. Selçuklu’dan, Osmanlı’dan itibaren gelen ana damarı milleti temsil eden bir siyasi harekettir.”
“İzmir’i Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliği ile tanıştıracaksınız”
Yerel seçimlere değinen Tunç, “1990’lı yılların sonunda temel hak ve özgürlüklerin alabildiğine sınırlandığı, demokrasinin aşağıya çekildiği, yatırımların durduğu, milletin fakirleştiği, ekonomik krizlerin birbirini tetiklediği, tüm bu olumsuzlukların vesayetçi anlayışları güçlendirdiği ortamdan kurtulmak için çareyi milletimiz AK Parti’de gördü. Parti kurulduğunda ilçe başkanı olarak görev aldım. 2007’den sonra parlamentoda 16 yıl milletvekilliği yaptım. Sonrasında parlamentoda adalet komisyonu üyelikleri ve son seçimin ardından adalet bakanı olarak yeni kabinede görev aldım. Teşkilatta İzmir koordinatörü olarak görev yapmıştım. 2011 yılından bu yana teşkilatımızda sürekli yenilenme oldu. İzmir teşkilatımız hedeflediği başarıyı 31 Mart 2024 seçimlerinde yakalayacak inşallah. İzmir’i Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliği ile tanıştıracaksınız. Büyükşehirde ve ilçelerde Cumhur İttifakı olarak yüksek başarıyı Ege’nin incisi İzmir’e yakışacak, belediye başkanlarını seçeceksiniz. İzmirlilere güveniyoruz” açıklamalarında bulundu.
“2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ‘Bu meclise Cumhurbaşkanı seçtirtmeyiz’ dediler, 367 dayatmasını yaptılar”
Bakan Tunç, partisinin kuruluşundan itibaren 17 seçimde başarı elde ettiğini vurgulayıp, “17 sandıkta milletimiz tercihini AKP ve Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhur İttifakı’ndan yana kullandı. 18’inci sandıkta bu kez İzmir’de de güçlü bir destekle bu başarıyı sürdüreceğiz. 21 yıldan bu yana bir taraftan ülkenin fiziki kalkınmasını sağlarken, altyapı sorunlarını giderirken, milletin refah düzeyini arttırırken diğer yandan da temel hak ve özgürlük alanlarını genişlettik. Yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmanın mücadelesini verdik. İcraat üstüne icraat yaparken, diğer yandan vesayetçi anlayışla mücadele ettik. Maalesef önümüze türlü türlü engeller konulmaya çalışıldı. AKP kurulurken, kapatma davasıyla karşı karşıya kalmıştık. Sebebi kurucu üyeleri arasında bir başörtülü vardı. 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ‘Bu meclise Cumhurbaşkanı seçtirtmeyiz’ dediler, 367 dayatmasını yaptılar. ‘Cumhuriyet mitingi’ adı altında millet iradesine karşı geldiler. Referandumda milletimiz cevabını verdi” dedi.
“Taksim’deki ağacı bahane ederek memleketi ateşe vermeye çalıştılar”
2007 seçimlerinde daha güçlü şekilde parlamentoya geldiklerini söyleyen Bakan Tunç, “2008’de yeni bir kapatma davasıyla karşı karşıya kaldık. 2008’deki AKP kapatma davasında bir oyla kapanmadan kurtulmuştu. 2012’de MİT krizi, 2013 yılında ise Türkiye’nin en parlak dönemi. Enflasyon yüzde 5’e düştü, enerjide bağımsızlığı ilan ettik, IMF defterini kapatarak, ‘Borcumuz yok’ diye dünyaya ilan ettik, dünyanın en büyük İstanbul havalimanı projelerini konuştuk, dünyanın en büyük köprülerini yapmak hayalken, denizin altından tünelleri, okulları, şehir hastaneleriyle büyük kalkınma hamlelerini gerçekleştirdik. Bunları durdurmak gerekiyordu. 2013 yılında mayısı hazirana bağlayan günlerde Taksim’deki ağacı bahane ederek memleketi ateşe vermeye çalıştılar. Sokak darbesiyle yönetimi değiştirebileceklerini sandılar. Başaramayınca masa başında denediler. 17-25 Aralık emniyet yargı darbesiyle karşı karşıya kaldık. Sonra hendekler kazıldı, patlamalar meydana geldi. Kaos ortamı oluşturmaya çalıştılar. 15 Temmuz gecesi son darbeyi vuracaklarını sandılar. Milletin tanklarını milletin üzerine yürüttüler ama Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle Türkiye’de ilk kez bir darbe kalkışması önlenmiş oldu” ifadelerini kullandı.
“Darbecileri yargılayan bir hukuk düzenine geçtik”
2017 referandumunu hatırlatan Bakan Tunç, önemli bir reforma imza atıldığını öne sürerek, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde 5 yıl geride kaldı. İlk dönemi yaşadık. Türkiye Yüzyılı gençlerin omuzunda yükselmeye devam edecek. Bugün çok anlamlı bir tören için İzmir’deyiz. 7 yıl önce İzmir Adliyesi’nin önünde, adliye çalışanlarını şehit etmek üzere planlanan bir terör eylemini önleyen ama kendi canını veren Fethi Sekin ve Musa Can’ı anmak için geldik. Dualar ettik. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde başarılı olamayanlar terör eylemleriyle milleti korkutabilir miyiz diye eylemlere devam ettiler. Türk yargısı o gece iş başındaydı. O gece Türk yargısı, bağımsız ve tarafsız yargı hemen adliyelere koştu. Savcılarımız, darbeciler hakkında soruşturma başlattı. Gözaltı yaptılar. Darbecileri yargılayan bir hukuk düzenine geçtik. Bunu hazmedemedikleri için ne yaparlarsa boş. Türkiye Yüzyılı başındayız. Cumhuriyetin 100 yılının son çeyrek asrına Recep Tayyip Erdoğan, AKP damgasını vurdu. Ekonomide fiziki kalkınmada 3 kat büyüdü. Son dönemde pandeminin etkileri, savaşlar ekonomiyi olumsuz etkiledi. Buradan çıkışı yine Recep Tayyip Erdoğan ile bu ülke başarabilir” dedi.
“Türkiye Yüzyılı’na sivil bir Anayasa yakışır”
Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonomik tedbirler noktasında çalışmaları sürdürüyoruz. Reformlara devam ediyoruz. Anayasamızda bugüne kadar sessiz devrim sayılan reformlara imza attık. Kamu denetçiliğinin kurulmasından tutun, özel hayatın korunmasına varıncaya kadar, kişisel verilerin korunmasına varıncaya kadar. Özellikle Anayasa Mahkemesi’nin, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun, Yüksek Askeri Şura’nın, Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısını demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirmesi için reformlara varıncaya kadar, askeri yargının kaldırılması, sivillerin dahi askeri mahkemede yargılandığı dönemlere son verdik. Anayasa’da sıkı yönetim maddesini kaldırdık. ‘Darbeciler yargılanamaz’ maddesini kaldırdık. Kadın, çocuk haklarını güçlendirdik. Çocukların korunması noktasında gerek mevzuat gerek uygulamayla ilgili önemli çalışmalar yaptık. Bunları yeterli görmüyoruz. Türkiye Yüzyılı’na sivil bir Anayasa yakışır. Parlamentoda gerçekleşecek uzlaşmayla milletimize olan bu borcumuzu yerine getirerek Türkiye’yi vesayetçi ruhu taşımaya devam eden anayasadan kurtararak yeni bir Anayasaya kavuşturmuş oluruz.”
“Hükümetle uyumlu çalışacak yerel yönetimler çok önemli”
Türkiye’de deprem riskinden ve geçmişteki yıkıcı depremlerden söz eden Bakan Tunç, “6 Şubat’tan önce İzmir’de deprem felaketi yaşandı. Afetlere karşı dirençli şehirleri oluşturmalıyız. Hükümet olarak seçim beyannamesinin ilk maddesi afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak. Bundan sonra muhtemel depremlere karşı dayanıklı şehirlerin üretilmesi için projeler yapıyoruz. Hükümetle uyumlu çalışacak yerel yönetimler çok önemli. İzmir bir ışık yakacak ve Ege aydınlanacak” dedi.
“Bunlar AKP’nin hizmetleri”
Tunç, “İzmir hükümetten çok destek aldı. İstanbul-İzmir arası 3 saate indi. Şehir hastanesi 2 bin 60 yataklı büyük bir sağlık kompleksi oldu. İzmir’de çevre yolları yapıldı. Belediyecilik konusunda nasıl eksik kalındığını görüyoruz. İnşallah 31 Mart’ta sizler bunu gerçekleştireceksiniz. İzmirimizde adli tıp kurumu başkanlığının açılışı için geleceğiz. Aliağa adalet binasıyla ilgili çalışmamız var. İzmir’e yeni bir adalet sarayı kazandırmak için arsa tahsisini gerçekleştirdik. Bergama adalet binası, Selçuk ilçesine adalet binası kazandıracağız. Dikili, Çeşme, Menderes, Torbalı, Tire, Ödemiş, Bayındır, Urla Seferihisar ve İzmir bölge adliye mahkemeleri, bunlar AKP’nin hizmetleri, devamı da gelecek. İzmir’in bir dünya kenti olduğu günleri inşallah İzmir halkı sağlayacak” ifadelerini kullandı.