Hürriyet yazarı Fulya Soybaş’a konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, “Cinsiyet’ ya da ‘komşuluk’ tek başına da bir anlam ifade etmiyor. Sadece kadın olduğum için burada değilim. Liyakatlı, hevesli ve başaracağıma olan inancımdan kaynaklı bu ve bundan önceki görevlere talip oldum. Dolayısıyla aynı bakış açısıyla devam edeceğim“ dedi.
“Mazbatamızı alır almaz kadın çalışan sayımıza bakacağız, varsa zafiyet muhakkak gidereceğiz” diyen Dedetaş, “Zaten Şehir Hatları’nda pozitif ayrımcılığı gözetmiş, fırsat eşitliği yaratarak cinsiyeti ortadan kaldırmıştık. Kadınların iş başvurusunun önünü açtık, liyakat doğrultusunda işe alımlar yaptık. Bu sayede kadın istihdamını yüzde 290 arttırdık. İlk kadın genel müdür bendim. Sonra 2 kadın müdürümüz daha oldu. İskelede vardı ama gemide ve deniz takside kadın kaptanlarımız oldu. Şimdi de siyasette kadınların seçimden güçlenerek çıkması gurur verici” diye konuştu.
“Cam tavanı aslında biz kadılar kırdı”
Cam tavanı aslında kadınların kırdığını söyleyen Dedetaş, “Tabii bu noktada partim CHP’ye de teşekkür etmeliyim çünkü onların da kadın aday konusunda ciddi gayretleri oldu” ifadelerini kullandı.
“Zarafeti hep Atatürk ile bağdaştırırım”
Dedetaş kendisiyle ilgili de şunları söyledi:
“İş odaklı ve disiplinli biriyim. Kolay vazgeçmem, sonuç odaklıyım. Bu anlamda da irademe güvenirim. Zarafet ise benim için bir yaşam tarzı. Bunun yansımış olmasından da mutluluk duydum. Çünkü zarafeti hep Atatürk ile bağdaştırırım. Nezaketsiz, çatık kaşlı halini görmedik hiç. Bir yandan da nice savaşlar verdiğini biliyoruz. Bu ikisi pekâlâ bir arada olabilir. Siyasette nezaket mümkün. Öte yandan siyasette kişinin dili ve hareketlerini değiştirebiliyor. Bunun farkındalığını kendimde yüksek tutmaya çalışıyorum, ki bu iş beni değiştirmesin.”
“Yaşam tarzına göre insan sınıflandırmak benim zihniyetimde yok”
Dedetaş, “muhafazakarların kalesi” olarak anılan Üsküdar’daki zaferini de şöyle değerlendirdi:
“Açık söyleyeyim seçmeni ‘muhafazakâr’ ya da ‘mütedeyyin’ olarak ayıran dilden hoşnut değilim. Ben bu dili kullanmıyorum, yaşam tarzına göre insan sınıflandırmak benim zihniyetimde yok. Hangi yaşam tarzına inanırsak inanalım hepimizin belediyelerden hizmet alma hakkı var. Dolayısıyla hizmet odaklıyım. Ve inanıyorum ki seçmenin de kafasında aslında öyle sanıldığı gibi bariyerler, sınıflar yok. ‘Muhafazakârlar bir sosyal demokrata oy vermez’ söylemi büyük bir yanılgı. Sinem Dedetaş olarak kendi kimliğimle tüm yaşam tarzlarına saygım var. Sanırım bu samimiyetim Üsküdarlılara da geçti.”
“Sadece kadın olduğum için burada değilim”
Dedetaş, “Üsküdarlılık meselesine önem veriyorum ancak şuna da parantez açayım. ‘Cinsiyet’ ya da ‘komşuluk’ tek başına da bir anlam ifade etmiyor. Sadece kadın olduğum için burada değilim. Liyakatlı, hevesli ve başaracağıma olan inancımdan kaynaklı bu ve bundan önceki görevlere talip oldum. Dolayısıyla aynı bakış açısıyla devam edeceğim” sözlerini kaydetti.
Röportajın tamamını okumak için .