Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede Dilan Polat ile müşteki Banu Parlak arasında husumet bulunduğu belirtildi. İddianamede, Dilan Polat’ın sosyal medya hesabından yayımladığı bir videoda “Tedbir kararının anasını göreceksin, iftiranın danasını göreceksin. Bitti bitti… Sana bu prim fazla bile… Sana daha ne mesajlarım var sıra sıra…” şeklinde yaptığı açıklama ile Parlak’a tehdit mesajı gönderdiğine yer verildi.
Bu mesajdan kısa bir süre sonra Sezgin, Engin ve Dilan Polat’ın ortak kararıyla, Engin Polat, Banu Parlak’ın işyerine tehdit amaçlı silahlı saldırı düzenlenmesi için Gürcistan ülkesindeki bağlantılarıyla kamuoyunda “Daltonlar çetesi” olarak bilinen suç örgütünün firari yöneticilerinden olan Beratcan ve kardeşi Batın Can Gökdemir ile irtibat kurduğu kaydedildi.
Beratcan ve Batın Can’ın, Daltonlar grubuna ait hücre evinde eyleme hazır, talimat beklemekte olan şüpheliler Batuhan İnci, Yunus Emre Yıldız, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç ve İsmail Emre Arifoğlu’na eylem talimatı verdiği anlatıldı.
Aldıkları talimat doğrultusunda 1 Ekim’de gece saatlerinde Parlak’a ait işyerine 2 ayrı silahlı saldırı gerçekleştirildiği kaydedildi.
İşyerinde saldırı sebebiyle 45 bin TL kadar maddi hasar olduğu anlatıldı.
“‘SANA EKMEK YEDİRMEYECEĞİM’ DEDİ “
İddianamede Banu Parlak’ın şikâyet dilekçesine de yer verildi. Dilekçesinde Parlak, şu ifadeleri kullandı:
Dilan Polat eski arkadaşımdı. Aynı sektörde faaliyet gösteren bir firma kurmam üzerine Dilan ve Engin Polat bana husumet beslemeye başladılar. Bu husumetimiz nedeniyle başlayan hukuki süreçler sonuçlandı.
Ancak son zamanlarda kamuoyuna duyurulan bazı itiraf ve ihbar mahiyetindeki açıklamaları sebebiyle Engin ve Dilan Polat’ın benimle hukuk sınırları dışında hesaplaşma gayreti içerisine girdiklerini ve beni öldürtmek istediklerini anlıyorum.
Basına da yansıyan bir videoda Halil İbrahim Kalkan isimli şahıs, Engin, Dilan Polat ve Gürsel Yılmaz tarafından azmettirilen bir şahsın silahlı saldırısına uğradığını, kendisinden beni ve Seyhan Soylu’yu vurmasını istediklerini ancak kendisinin kabul etmediğini açıkladı.
Polat ailesinden beni öldürtmek istedikleri için şikayetçiyim. İşyerime ilk silahlı saldırı gerçekleştikten sonra sosyal medya hesabımdan ‘işyerime geçiyorum’ şeklinde paylaşım yaptım bunun üzerine işyerime tekrar silahla ateş edildiğini öğrendim. Can güvenliğimden endişe ettiğime dair paylaşımlar yaptım.
Dilan’ın açıklamaya ilişkin haberleri kendisinin yaydığını düşünüyorum. 30 Eylül günü saat 21.30 sıralarında Dilan Polat beni arayarak ‘Kardeşim Sıla’yı içeriye aldılar. Engin’i de beni de alacaklar bak yapma, o görüntüleri sen yaydın” dedi.
Görüşmeden yaklaşık 5 saat sonra işyerim kurşunlandı. Dilan kız kardeşi Sıla’nın gözaltına alınması sebebiyle beni sorumlu tutuyordu. Son paylaşımlarından birinde ekmeği öperek “Sana ekmek yedirmeyeceğim” dedi.
ENGİN POLAT ‘TANIMIYORUM’ DEDİ
Banu Parlak’ı tanımadığını söyleyen Engin Polat ise, şöyle konuştu:
Bu şahıs eşimin eski arkadaşı olur. Saldırıyı sosyal medyadan duydum. Bu saldırıdan 2 gün önce Banu Parlak sosyal medyadan açıklama yapmış ve bizi suçlamıştı. Bahse konu saldırıyı kimin yaptığını bilmiyorum bir fikrim de yoktur.
Beratcan Gökdemir’i tanımıyorum. Gürcistan ülkesine en son 2022 yılında 4-5 saatliğine arkadaş grubum ile girip çıktım. Onun haricinde bu ülke ile herhangi bir irtibatım yoktur. Halil İbrahim Kalkan’ı tanımıyordum.
Yaklaşık 1 ay önce bizi tehdit etmesi ile ismini öğrendim. Bununla ilgili suç duyurusunda da bulunmuştuk.
Niye bu şekilde bir iddia öne sürdüğü konusunda bir fikrim yoktur. Banu Parlak’a ait işyerine saldırı düzenlenmesi konusunda kendisini yönlendirmedim. Bu olayın öncesi bayanlar arasında yaşanan bir tartışmadan ibarettir.
Benim ve ailemin Banu Parlak’ın işyerine yapılan silahlı saldırıyla hiçbir ilgisi yoktur. Kimin yaptığına dair de bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulundu.
“O VİDEOYU CÜNEYT ÖZDEMİR, FEYZA ALTUN VE SEYHAN SOYLU İÇİN ÇEKTİM”
Banu Parlak’ı 4 yıldır tanıdığını eski arkadaşı olduğunu söyleyen Dilan Polat ise, şöyle konuştu:
Bir süre önce aramızda küçük bir sorun yaşandı. Daha sonra barıştık ve tekrar görüşmeye devam ettik.
Bahse konu silahlı saldırıya kadar aramızda herhangi bir husumet yoktu. Zaman zaman telefonda görüşürdük. İşyerine yapılan silahlı saldırıyı azmettirdiğim iddiasını kesinlikle kabul etmiyorum. Bu şahıs benimle aynı sektörde faaliyet göstermektedir. Ancak aramızda herhangi bir rekabet ilişkisi yoktu.
Niye hakkımda böyle bir iddia ortaya attığını bilmiyorum. Beratcan ve Batın Can Gökdemir’i, Halil İbrahim Kalkan’ı tanımıyorum. Öne sürdüğü iddialar asılsızdır. Kalkan’ı Banu Parlak’a ait işyerinin kurşunlanması sonrasında televizyonda gördüm. Bahse konu sosyal medya paylaşımında sarf etmiş olduğum sözleri genele yönelik olarak söylemiştim.
O tarihlerde sosyal medya üzerinden yoğun saldırıya maruz kalıyordum. Hatırladığım kadarı ile hastane odasında “İftiranın danasını göreceksin” içerikli videoyu o tarih itibari ile bana sözlü saldırıda bulunan Seyhan Soylu, Feyza Altun ve Cüneyt Özdemir isimli şahıslara ve genele yönelik çekmiş ve yayınlamıştım.
Burada hedef Banu Parlak değildi. O dönem bahsi geçen tüm şahıslar bana karşı birleşmiş ve sözlü saldırı da bulunuyordu ben de bu saldırılara tepki olarak bu paylaşımı yaptım
İfadesinde Beratcan Gökdemir’i tanımadığını, ‘Daltonlar çetesi’ bilmediğini söyleyen Baba Sezgin Polat da iddiaların komplo olduğunu belirtti.
Sezgin Polat ne kendisinin ne oğlumun ne gelininin ne de diğer aile fertlerinin böyle bir olayla işi olmayacağını beyan etti.
POLAT AİLESİNE 8 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede şüpheliler Barış Boyun, Beratcan Gökdemir ve Batin Can Gökdemir’in hakkında yakalama kararı çıkartıldığı, belirtildi.
Barış Boyun, Beratcan ve Batin Can Gökdemir’in ‘silahlı suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit’, ‘mala zarar verme’ ve ‘ruhsatsız silah taşıma’ suçlarından ayrı ayrı toplamda 8 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapsi istendi.
Dilan, Engin ve Sezgin Polat için ise ‘birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit suçunu azmettirme’, ‘mala zarar vermeye azmettirme’ suçlarından toplamda ayrı ayrı 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Ayrıca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaları istendi. Diğer 5 sanığın da çeşitli suçlardan değişen oranlarda cezalandırılmaları talep edildi.