İzmir Bayraklı’da Konteynerkentten Çıkmaları İstenen ve Tahliye Süresi Dolunca Elektrikleri Kesilen Depremzedeler: “Filistin Gibi Olduk, Bir Tek…

HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

İzmir Valiliği’nin Bayraklı’daki konteynerkentte depremzedelere verdiği tahliye süresinin dolması üzerine konteynerlerin elektiği kesildi. Geceyi karanlıkta ve soğukta geçiren depremzedeler, “Bizi koca İzmir’e sığdıramadılar. Filistin gibi olduk, bir tek başımıza bomba yağmadığı kaldı” diye tepki gösterdi. İzmir Valiliği ise konteynerkenti evi hasarlı olmayıp hak sahipliği olmayan bazı vatandaşların tahliye etmediğini belirterek, “Talepleri doğrultusunda, kendilerine kira desteği yapılacak ya da deprem bölgesinde kurulmuş olan konteyner alanlarında barınma ihtiyaçları giderilecektir…Dolayısıyla herhangi bir mağduriyet yaşanması söz konusu değildir” açıklamasını yaptı.

Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilin etkilendiği 6 Şubat depremlerinin ardından İzmir Bayraklı’da bulunan AFAD Geçici Konaklama Merkezi’ne getirilen depremzedelere, 30 Eylül itibarıyla konteynerleri boşaltmaları için tebligat gönderildi. Gidecek yerleri ve maddi durumları olmadığını söyleyerek konteynerkentten ayrılmayan depremzedelerin tahliye için verilen süre dolunca elektrikleri kesildi. Geceyi soğuk ve karanlıkta geçiren depremzedeler yetkililerden yardım talep etti. Deyremzedeler şunları söyledi:

“DEPREMDE ÖLDÜRMEDİLER AMA YAŞAM SAVAŞIYLA ÖLDÜRECEKLER”

Malatya’dan gelen depremzede Ruşen Balık: “Dünden beri elektriklerimiz yok. 6 Şubat depremzedesiyiz, şu anda mağduruz. Akşam çocuklarımız aç yattı. Soğuktan üşüdük, ses tellerimiz kısıldı. Sularımız da kesilmek üzere yani bizi depremde öldürmediler ama sanırım yaşam savaşıyla öldürecekler. Ne yapabiliriz, nereye gidebiliriz? Kiralara gücümüz yetmiyor. Eşim kalp hastası, çalışamıyor. Ne yapalım yani, nereye gidelim? Ölelim mi, ölmemiz mi gerekiyor? Çaresiziz, nereye gidelim, açlıktan ölelim mi? Kuru ekmek yiyoruz, soğuktan çocuklarımız hasta oldu, okula gönderemedim ben bugün. Çocuğum dün akşamki soğuktan hasta oldu. Yer göstersinler, el atsınlar, biz insan değil miyiz? İnsanca yaşamak bizim hakkımız değil mi?

“BİZİ ÖLÜME TERK EDİYORLAR, AÇLIKTAN, SOĞUKTAN ÖLECEĞİZ”

Ben kiracıyım ama bir yere yerleştirilmedim, bir hak sahipliğim de yok. Bu durumda ne yapacağımızı bilemiyoruz, kiralara gücümüz yetmiyor. Kiracıların yaşamaya hakkı yok mu, barınmaya hakkı yok mu? Sanırım burada açlıktan, susuzluktan, soğuktan öleceğiz yani depremde ölmedik ama burada öleceğiz. Beş buçuk yaşında bir kızım var, soğukta geçirdik. Çünkü her şey elektriğe bağlı, elektrik olmayınca yeme olmuyor, ısınma olmuyor, hiçbir şey olmuyor. Bizi resmen ölüme terk ediyorlar bu şekilde. Sular şu anda azalmış durumda ve keseceklerini söylüyorlar. Ne yapacağız biz? İnsanlık dışı bir muamele görüyoruz burada, biz de istemezdik bu şekilde yaşamayı. Biz mecburiyetten buradayız, evlerimizi bıraktık, depremden çıktık yani biz razı mıyız bu şekilde yaşamaya? Biz isteyerek mi geldik buraya, kim ister bu şekilde yaşamayı? Hiç kimse istemez. Durumumuz olsa bir dakika bile durmam ben burada, niye çocuğuma yaşatayım ki bu durumu? Korkuyla yaşıyor benim çocuğum, ‘Karanlıkta kaldık anne’, ‘Acıktım anne’. Nedir bu yani? İnsanlık dışı muamele görüyoruz”

“KOCA İZMİR’E SIĞAMAYACAKSAM YAZIKLAR OLSUN”

Hatay’dan gelen depremzede Canan Kebapçı: “Bize hiçbir yetkili gelmedi. Bu bizim için de daha da kötü oldu. Şu anda bu kadar mağdur durumda olmamıza rağmen hiçbir yetkili görüp de insan yerine koyup da bizi dinlemedi. Kendimizce sesimizi duyurabilmek için en son çare olarak dışarıda ateş yaktık. Elektriği kestiler, suyumuzu kestiler, çocuklarımız aç kaldı, üşüdük, gidecek yerimiz kalmadı, karanlıkta kaldığımız için biz o ateşi yaktık ve son aşamada biz Folkart’ın önünde oturduk, protestomuzu etmeye çalıştık. Filistinliyiz resmen, Filistin gibi olduk şu an. Bir bomba yağmadığı kaldı üzerimize. Ben Hatay’dan geldim. Benim memleketim yerle bir oldu, ben nereye gideyim? Bu koca İzmir’e ben sığamayacaksam yazıklar olsun, hiçbir şey diyemiyorum şu an. Valilikle bir görüşme olamadı. Buraya gelip de herhangi bir görüşme sağlanmadı. Vali yardımcısına kadar, kapısına gittim. Bana verdiği cevap şu; memleketine git. ‘Seni bir yerlere yerleştireyim, götürelim, mağdursun’ denilmedi. Bana dediler ki; ‘Sana 3 bin lira kira vereyim’. Ben bu kirayla nereye gideyim? Bu kadar insan var, çocuğu var. Nereye gitsin bu insanlar? Solum cihazıyla yaşayan insanlar var içeride. Ne yapalım, nereye gidelim? Yazık günah değil mi? Onlar insan buradaki insanlar insan değil mi? Ben de yaşayan bir insanım, nefes alıyorum sen gibi, neden benim hakkım çiğneniyor? Neden elimdeki barınma desteği alınıyor? Neden barınamıyorum? ve koca İzmir diyorsunuz bana. İzmir hani nerede? İzmir büyükleri, valisi nerede? Bana bir şey söyleyin nerede? Yoklar”

“BİZİ KÖPEK GİBİ KAPININ ÖNÜNE KOYUYORLAR”

İzmirli depremzede Birol Gürlü: “Ne olacak bizim bu halimiz? Elektrik kesik, yollarımız bozuldu. Çoluk çocuğumuz aç, akşam işten eve geliyoruz yemek yiyemiyoruz. Bize bir çare bulun, illa bağırıp çağıralım mı yani? Bize başta ne konuşuldu? Şu olacak, bu olacak, hiçbir şey olmadı. Resmen bizi köpek gibi kapının önüne koyuyorlar, öyle şey olur mu kardeşim? Nerede kaldı insanlık, nerede kaldı Türkiye? Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; bize yardımcı olsunlar, böyle şey olmaz. Yazıklar olsun ya! Şunu yapacağız, bunu yapacağız… Ne yaptınız kardeşim, ne yaptınız? Size konuşuyorum, ne yaptınız? Yazıklar olsun.”

“ASTIM HASTASI KIZIMIN MAKİNESİ VAR, HİÇBİR ŞEY YAPAMADIK”

İzmirli depremzede Esra Kalkan: “Dün saat 3 gibi elektriklerimiz kesildi, 3’ten sonra çocuklar okuldan geldi, hiçbir şey yapamadık. Bizim ocaklarımız elektrikli, ısınmamız elektrikli, her şeyimiz elektriğe bağlı. Benim kızım astım hastası, sabah akşam ilaç kullanmamız gerekiyor, makine var evde. Ona rağmen hiçbir şey yapamadık. Gece aç yatmak zorunda kaldılar. Ateş yakmak istedik ısınmak için, ona da izin vermediler ve gelip söndürmeye kalktılar. Bizim ne yapmamızı istiyorlar? Biz bir suç işlemedik. Biz bir şey yapmadık. Bunu hak edecek bir şey yapmadık.

“EVİMİZ ARSA HALİNDE DAHA YAPIMINA BİLE BAŞLANMADI”

Sadece sözlü bir şekilde söylediler, kağıt getirdiler. Valilik izniyle dediler ama valiliğin imzası yoktu. Bize ister imzalayın, ister imzalamayın dediler, çektiler gittiler. Benim eşim burada bir kaza geçirdi, düştü. 5 aydır yatıyor, topuğundan ameliyat oldu. Bizim eve çıkacak halimiz yok, durumumuz yok, benim eşim yarım maaş alıyor şu anda. Ne yapabilirim ben? Ev sahipleri de var, daha evini yaptıramayanlar da var. Biz apartman görevlisiydik. Bizim de daha binamız arsa halinde, yapımına başlanamadı bile. Dün akşam her taraf zindan gibi karanlık, ısınma yok, kalın giyinmeye çalıştık, o şekilde kuru ekmekle idare etmeye çalıştık bu. Başka yapacağımız bir şey yok”

“KİMSEM YOK, DÜNDEN BERİ SADECE YARIM EKMEK YEDİM”

60 yaşındaki İzmirli depremzede Arzu Özden: “Benim kimsem yok, tek başımayım. Bir oğlum vardı, öldü. Hiçbir yerden maaş almıyorum. Şimdi bana buradan çık diyorlar. Herkesin çoluğu, çocuğu okula gidiyor. Ben de varım, benim de kimsem yok ama burada milletin uşakları okula gidiyor. Şimdi onlar çıktığı zaman nereye gidecekler? Beş kuruş param var ise Rabbim beni bu ezan vakti yerin dibine soksun. Hiçbir yerden maaş almıyorum. Ama lütfen hiç olmazsa yaza kadar çıkarmasınlar bizi. Huzurevine gittim ben, huzurevinde bu belime bir vurdular, ellerinin izi kaldı belimde. Şimdi bir daha huzurevine git diyorlar, en huzurevine gitmek istemiyorum. Bana bir oda, bir salon ev tutsunlar ya da bunları kiraya koysunlar. Kimsenin parası yok burada, yırtılıyor millete karşı millet. Neden yırtılıyor? Çünkü kiraya verecek paraları yok. Herkes utanarak, kafası yerde geziyor. Bizi çıkarıyorlar, polisler öyle seyrediyor. Gözümüzün önünde çayı koymuşlar, çay içiyorlar. Dünden oruçtum ben, dünden yarım ekmek yedim daha bir şey yedim. Söyleyin bunlara artık, evlerimize gidelim. Bu çocukların hepsi okuyor. Yazık değil mi, bak okula gidemedi. Başka bir ülkeye gitmek istiyorum. Çünkü bunlar sahip çıkmıyor bize kızım. Böyle karda kışta, herkesin çocukları okulda, şimdi okuldan da alınacak ne olacak, bunlar düşünüyorlar mı? Git bak çay içiyorlar, keyif ediyorlar.

İZMİR VALİLİĞİ: MAĞDURİYET SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

Konuya ilişkin İzmir Valiliği’nden ise şu açıklama yapıldı:

“Bazı internet haber sitelerinde ‘ilimizdeki konteyner kentte kalan vatandaşların mağdur edildiği’ şeklinde yer verilen haberlere istinaden aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür. İzmir’de 30.10.2020 tarihinde meydana gelen Deprem sonrasında Bayraklı Geçici Konaklama Merkezi 14.11.2020 tarihinde (konteyner kent) kurularak afetzede vatandaşlarımızın barınma ihtiyaçları karşılanmıştır. İzmir depreminden kaynaklı konaklayanlarla ilgili, hak sahibi vatandaşların tamamına konutları teslim edilmiş ve konteynerleri boşaltmışlardır. Şu an konteynerlerde kalanlar evleri hasarlı olmamasına rağmen süreç içinde konteyner kente yerleşmiş kişiler olup, bu vatandaşlarımızın evlerinde hasar olmadığı gibi herhangi bir hak sahipliği de bulunmamaktadır. Hak sahibi olanların işlemleri tamamlanıp depremzedeler evlerine geçtiğinde barınma merkezinin hizmet vermesine artık gerek kalmadığı için hak sahibi olmayan ve fiili olarak orada kalan vatandaşlarımıza defalarca bu hizmetin sonlanacağı ve konteyner kenti tahliye etmeleri tebliğ edilmiştir. Son olarak, 30 Eylül 2023’te konteynerleri boşaltmaları gerektiği kendilerine tebliğ edilmiş, birçok vatandaşımız ayrılmış, ancak bazı vatandaşlarımız halen konteyner kenti tahliye etmemişlerdir. Kahramanmaraş ili Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde, 06.02.2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle İzmir’e gelen afetzede vatandaşlarımızın barınma ihtiyaçları, ilimizde bulunan yurtlar, kamu misafirhaneleri, kamuya ait tesisler ve Bayraklı ilçemizde bulunan geçici konaklama merkezinde (konteyner kent) karşılanmıştır. Geçen zaman içinde, bölgeden gelen vatandaşlarımızdan hak sahibi olanlar da kendilerine sağlanan konteynerlerden veya kira yardımından yararlanarak ayrılmışlardır. Maraş depremi sonrası gelerek yerleşen evi hasarlı olmayıp hak sahipliği olmayan bazı vatandaşlarımız da konteynerleri tahliye etmemişlerdir. Bahse konu vatandaşlarımızın, Bayraklı geçici konaklama merkezinden tahliye edilmelerine müteakip deprem tarihinde ikamet ettikleri konutlarının hasar durumuna göre e-Devlet’teki talepleri doğrultusunda, kendilerine kira desteği yapılacak ya da deprem bölgesinde kurulmuş olan konteyner alanlarında barınma ihtiyaçları giderilecektir. Ayrıca maddi destek ihtiyaçları hasıl olduğu takdirde il ve ilçe sosyal yardımlaşma vakıflarına genel hükümler dahilinde başvurmaları halinde diğer vatandaşlarımız gibi desteklerden yararlanabileceklerdir. Dolayısıyla herhangi bir mağduriyet yaşanması söz konusu değildir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir