Haniye ile son röportajı yapan gazeteci Kemal Öztürk anlattı: O cümlesi beni çok sarsmıştı…

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Tahran’da kaldığı konutuna düzenlenen terör saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Haniye ile son röportajı yapan gazeteci Kemal Öztürk NTV yayınında o anları şöyle anlattı;

“Kendisiyle 16 Temmuz’da Katar’da görüştüm, başkent Doha’da. Tabi savaş ortamında Haniye ile görüşmek bir gazeteci için çok zor. Dolayısıyla biraz olağanüstü şartlar içerisinde aniden gelişti ve beni bulunduğu yere götürdüler.

“DOĞRUSU BİRAZ ŞAŞIRDIM”

Ben biraz doğrusu şaşırmıştım biraz, güvenlik önlemlerini çok güçlü bulmadım. Bulunduğu eve girerken bir sokak var, sokağın başında polis aracı vardı. Onu geçtikten sonra 2-3 tane güvenlik görevlisi vardı.

Hatırlayınız; 3 çocuğunun ve 4 torununun şehit edildiği haberini aldığı bir salon vardı. O salonda görüştük kendisiyle.

2013’te Gazze’de AA ofisini açtığımızda, Filistin’in sesini dünyaya bu genç adam duyuracak diye bizi tanıtıyordu. Filistin’e AA’nın ofis açmasından dolayı çok mutlu olmuştu. Bugün hala AA Gazze’den yayın yapmaya devam ediyor. Oradan bir tanışıklığımız vardı.

O zaman aklıma gelmişti ama Katar’da suikast olmaz diyordum. Güvenlik amaçlı sadece telefonlarımızı aldılar. Ama evin oraya kadar telefonla gitmiştim. O esnada çok yoğun, devlet başkanları arıyor, Gazze’den arayanlar. Kısa bir görüşme yapabildik.

“SON CÜMLESİ BENİ ÇOK SARSMIŞTI”

Ama son cümlesi beni çok sarsmıştı. Bir tartışma var “7 Ekim hareketi stratejik bir hata mıydı” diye onu kendisine sordum, yayınlamak istiyorum diye. “Biz 7 Ekim’den önce de çok insanımızı kaybettik, binlerce, onbinlerce insanımızı şehit verdik. O zaman dünyadan bir ses oldu mu? Kimse bir şey dedi mi? Kimse bize destek çıktı mı? Kimse İsrail’e dur dedi mi? Biz zaten ölüyorduk. Her yıl binlerce insanımızı kaybediyoruz. Şimdi yine ölüyoruz. Biz sadece Allah’a güveniyoruz.” dedi.

Biraz sitemkardı, hissettirmese de kırgındı dünyaya, Müslüman ülkelere kırgındı. “Allah’ın izniyle bu mücadeleyi kazanacağız. Bu uğurda canımızı vermeye hazırız ve vereceğiz” dedi.

İşte 15 gün sonra kendi canını vermiş oldu. Üç çocuğundan, dört torunundan, onlarca aile üyesinden sonra kendisi de Filistin davası için canını feda etmiş oldu.”